(Bu araştırma "El-Munazara Beyne El-İslami ve En-nasraniyye" adlı kitaptan derlenmiştir.)
İslam ayrım olmaksızın tüm peygamberlerin dinidir: Kendisinden başka din olmayan "İslam" Allah'ın dinidir. Allah (azze ve celle) onu galip, sabit ve tüm dinlere üstün kılacağını vaat etmiştir.
Ancak İslam dediğimiz bu din hangi dindir? Allah'a olan bağlılığında İslam ile yarışacak başka dinler var mıdır?
Şöyle cevap vereyim:
Allahu Teala farklı dinler indirmemiştir. Bilakis resul kullarına tek bir din indirmiştir: İslam. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurdu:
Bütün rasuller ve nebiler (Allah onlara salat etsin) tek olan bu dini getirdiler.
Nuh da (Allah ona salat etsin) onu getirdi:
Allahu Teala şöyle buyurdu:
“Onlara Nûh’un kıssasını da oku! O, kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! Eğer benim aranızda bulunmam ve Allah’ın âyetlerini bildirmem zorunuza gidiyorsa, bilin ki ben yalnız Allah’a dayanıp güveniyorum; siz de ortaklarınızı toplayıp ne yapacağınızı kararlaştırın, yapacağınız iş içinizde niyet olarak kalmasın ve bana mühlet de vermeden yapacağınızı yapın. Şayet yüz çevirirseniz, zaten benim sizden bir karşılık beklediğim yok; benim mükâfatımı ancak Allah verir. Bana (Allah’a) teslimiyet içinde olanlardan biri olmam emredildi." [2]
İbrahim de (aleyhisselam) onu getirdi. Allah (c.c) buyurdu:
" İbrâhim İsmâil’le birlikte beytin temellerini yükseltiyordu: “Ey rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin.
Ey rabbimiz! Bizi sana teslim olanlardan eyle, soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkar. Bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et. Şüphesiz tövbeleri kabul eden, merhameti bol olan yalnız sensin.
Soyumuz içinden, onlara senin âyetlerini okuyacak, kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi çıkar rabbimiz! Çünkü yalnız sensin kudret ve hikmet sahibi.
Kendine câhilce kötülük edenden başka kim İbrâhim’in inanç sistemini reddeder? Oysa biz, gerçekten onu dünyada seçkin kıldık; şüphesiz ki o, âhirette de iyiler arasında yer alacaktır.
Çünkü rabbi ona, "Bana teslim ol" buyurmuş; o da, "Âlemlerin rabbine teslim oldum" demişti.
İbrâhim de bu dini oğullarına vasiyet etti, İbrâhim de bu dini oğullarına vasiyet etti, Ya‘kub da. “Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti; öyleyse yalnız O’na teslim olmuş müminler olarak can verin!” (dediler).[3]
Yakup da (aleyhisselam) onu getirdi:
Allah (c.c) buyurdu:
“Yoksa Ya‘kub son nefesini verirken siz orada mıydınız? O sırada Ya‘kub oğullarına, “Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?” demiş; onlar da “Senin, ataların İbrâhim, İsmâil ve İshak’ın ilâhı olan tek Tanrı’ya kulluk edeceğiz; biz sadece O’na teslim olduk” demişlerdi.”[4]
Lût da (aleyhisselam) onu getirdi:
Allah (c.c) buyurdu:
İbrâhim, "Peki ey elçiler! Sizin asıl göreviniz nedir?" dedi. Biz" dediler, "Günaha batmış bir topluluğa gönderildik;Haddi aşanlar için rabbinin nezdinde işaretlenmiş balçıktan taşları üzerlerine yağdırmak üzere."Derken, orada bulunan müminleri çıkardık.Zaten orada -bir hâne dışında- Allah’a teslim olmuş kimseler de bulamadık.” [5]
Yusuf da (aleyhisselam) onu getirdi:
Allah (c.c) buyurdu:
"Ey rabbim! Bana iktidar verdin ve bana rüyaların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da âhirette de beni yönetip himaye eden sensin. Müslüman olarak canımı al ve beni iyi kulların arasına kat!" [6]
Mûsâ da (aleyhisselam) onu getirdi:
Allah (c.c.) buyurdu:
Mûsâ "Ey kavmim!" dedi, "Eğer Allah’a iman ettiyseniz, gerçekten O’na teslim olduysanız, artık yalnız O’na güvenip dayanın."[7]
O, Mûsâ'nın kavmi Beni İsrailin de dinidir.
Allah (c.c.) buyurdu:
“Derken İsrâiloğulları’nı denizin öteki yakasına geçirdik. Firavun ve ordusu da haksız yere onlara saldırmak üzere peşlerine düşmüştü. Sonunda Firavun boğulmak üzereyken şöyle dedi: "Elhak inandım ki, İsrâiloğulları’nın iman ettiğinden başka tanrı yokmuş! Ben de artık kendini O’na teslim edenlerden biriyim."[8]
O, Mûsâ'ya iman eden sihirbazların da dinidir.
Allah (c.c) buyurdu:
Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar. "Âlemlerin rabbine, Mûsâ ve Hârûn’un rabbine iman ettik" dediler. Firavun dedi ki: "Ben size izin vermeden ona iman ettiniz öyle mi? Şüphe yok ki bu, halkını şehirden çıkarmak için orada kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında göreceksiniz!" "Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım!" Onlar, "Biz de rabbimize dönmüş oluruz" dediler; "Sen, rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara inandık diye, sırf bu yüzden bizden intikam alıyorsun. Ey rabbimiz! Bize sabırlar ver ve müslüman olarak canımızı al!"[9]
O, Beni İsrail'in peygamberlerinin de dinidir.
Allah. (c.c) buyurdu:
“Kendilerini Allah’a vermiş olan peygamberlerin ve -Allah’ın kitabını korumaları kendilerinden istendiği için- rablerine teslim olmuş zâhidlerin, bilginlerin yahudiler arasında kendisiyle hükmettikleri, içinde hidayet ve aydınlık bulunan Tevrat’ı elbette biz indirdik.”[10]
O, Süleymanın da dinidir (aleyhisselam).
Allah buyurdu:
“Mektup Süleyman’dan gelmekte, rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla başlamaktadır;‘Bana üstünlük taslamayın, gelip bana teslim olun’ denilmektedir."[11]
Allah (c.c.) buyurdu:
(Danışmanlarına dönerek) "Beyler! Onlar boyun eğerek bana gelmeden önce hanginiz o kraliçenin tahtını bana getirebilirsiniz?" diye sordu.”[12]
Allah (c.c.) buyurdu:
Kraliçe geldiğinde, "Senin tahtın da böyle mi?" diye soruldu. "Tıpkı o!" dedi ve ekledi: "Biz bundan önce hakkınızda bilgi sahibi olmuş ve çağrınıza boyun eğmiştik."[13]
Allah (c.c) buyurdu:
“Kraliçe, "Rabbim, ben gerçekten kendime zulmetmişim! Artık Süleyman’la beraber âlemlerin rabbi olan Allah’a teslim oldum" dedi. “[14]
O, Mesih ve Havarilerinin de dinidir.
Allah (c.c) buyurdu:
“Îsâ onlardaki inkârcılığı sezince, "Allah’a giden yolda bana yardımcı olacaklar kimlerdir?" diye sordu. Havâriler, "Allah'ın yardımcıları biziz; Allah’a inandık, şahit ol ki bizler müslümanlarız." [15]
Allah (c.c.) buyurdu:
“Havârilere ‘Bana ve peygamberime iman edin’ diye ilham ettiğimde onlar ‘İman ettik, şahit ol ki bizler yürekten teslimiyet içindeyiz’ demişlerdi."[16]
O, cinlerden hidayete erenlerin de dinidir.
Allah (c.c) buyurdu:
“Aramızda ilâhî emirlere boyun eğenler var, ama hak yoldan sapanlarımız da var. Boyun eğenler doğru yolu hedeflemişlerdir. Hak yoldan sapanlar ise cehennemin yakıtı olmuşlardır." [17]
O, Muhammed'in (s.a.v) gönderilmesinden önce ehl-i kitaptan doğru yolda olanların da dinidir.
Allah (c.c) buyurdu:
“Bundan önce kendilerine kitap verdiğimiz kimseler (bir kısmı) buna da iman ederler. Onlara Kur’an okunduğu zaman, "Ona iman ettik, şüphesiz o rabbimizden gelmiş gerçeğin kendisidir. Esasen biz bundan önce de rabbimize boyun eğmiştik" derler.[18]
Ve sonra o, son peygamber Muhammed'in (s.a.v) de dinidir.
Allah (c.c.) buyurdu:
“Kuşkusuz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur.
Eğer seninle tartışmaya girerlerse, de ki: "Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah’a teslim ettim." Ehl-i kitaba ve ümmîlere, "Siz de Allah’a teslim oldunuz mu?" de! Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilerse, sana düşen yalnızca bildirimde bulunmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir.”[19]
Allahu teala buyurdu:
“De ki: "Rabbimden bana açık kanıtlar gelince, sizin Allah’ın dışında dua ettiğiniz şeylere tapmam bana yasaklanmış oldu ve kendimi âlemlerin rabbine teslim etmem emredildi."[20]
Allah (c.c) buyurdu:
“Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet’i beğendim.”[21]
Kuran-ı Kerim göklerin ve yeryüzünün dininin "İslam" olduğunu açık seçik bir şekilde dile getirmiştir.
Allah (azze ve celle) buyurdu:
“Onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar! Oysa göklerdekiler ve yeryüzündekiler isteyerek veya istemeyerek hep O’na boyun eğmişlerdir ve O’na döndürüleceklerdir.” [22]
Son peygamber (s.a.v) elçilerini ve davet mektuplarını hükümdarlara, çeşitli milletlerin ulularına tek olan bu dine davet için gönderdi. Onları kendisi ve kendisiyle birlikte olanların müslüman olduğuna şahit tuttu.
Allah (c.c) buyurdu:
De ki: "Ey Ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin: Yalnız Allah’a tapalım, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp da içimizden bazıları diğer bazılarını rab edinmesin." Eğer yine yüz çevirirlerse, "Şahit olun ki biz müslümanlarız" deyin. [23]